Baskonia’nın forveti Chima Moneke ile uzun bir röportaj verdi. Ergin Ataman, başlangıçta herkesin kendisine Panathinaikos AKTOR’a gitmenin iyi olmadığını söylediğini vurguladı.
Ataman’ın açıklamaları detaylı
Koçluk için: ” Bu zor bir iş, koçluğu seviyorum, bu benim hayatım. 22 yaşında Efes’e asistan olarak başladım ve 30 yaşında ilk antrenör olarak Türkiye’de finallere çıktım. Üzerimde çok fazla baskı yok, benim için eğlenceli, iş ama aynı zamanda bir hobi.”
Koçlukta onu kimin etkilediği hakkında: “Basketbol oynadım, profesyonel olmak istedim ama bunu yapacak kadar iyi değildim. Daha sonra 22 yaşımdan itibaren bana genç yaşlarda takım antrenörlüğü yapma fırsatı verildi. Odin Ors’tan çok şey öğrendim. 29 yaşında kendimi hazır hissettim ve ilk teknik direktör olarak sahaya çıktım”.
En gururlu anında:“Çok gururlu anlarım var. 33 yaşında İtalya’nın Siena kentinde bir takımı çalıştıran ilk Türk teknik adamdım. Bu benim için bir hayaldi. Oradaki ilk basın toplantısında ve bana kariyerimi sorduklarında. Gol attığımda onlara Saporta Kupası’nı kazanmak için geldiğimi söyledim. Geçen gün de gazetelerde “Bakalım bu teknik adam kaç gün dayanacak” diye yazdılar.
Daha sonra sezonda Saporta’yı aldık, sonraki sezon EuroLeague’de oynadık ve bir sezon sonra da EuroLeague’de Final Four’a kaldık. Benim için korkunçtu. Meydan okumaları severim. Galatasaray’daki ilk yılımda 27 yıl sonra ilk şampiyonluğu kazandık. Beşiktaş’ta 57 yıl sonra her şeyi kazandık. Kupa, şampiyonluk ve Avrupa”.
Yüzündeki şüpheler ve bunları nasıl kullandığına gelince:” Sokaktaki insanlarla konuşmayı seviyorum. Atina’da kışın yüzmek için yazın sahile giderdim. Beni görüp orada ne aradığımı merak ederlerdi. Hiç bir şey! Ben basit bir insanım ve hayattan keyif alıyorum. Ailem de öyle. Oğlum da soyunma odasında her zaman benimle birlikte. Oyuncularla arkadaş gibiyim ama diğer zamanlarda daha sert oluyorum ama onlara, hayatlarına saygı duyuyorum. Onlar makine değil. Ben koçum ama oynamıyorum… PlayStation. İnsanlarla çalışıyorum, onlara saygı duyuyorum ve eğer onlar da bana saygı duyuyorsa her şey ortadadır”.
Ataman’ın hem kişi hem de teknik direktör olarak farklılıkları hakkında: ” Saha dışında rahatım. Beni sahada birisiyle tartışırken görebilirsiniz ama bu basketbolla ilgili. Bu saha dışında olmuyor. Zafer için, takımım ve oyuncularım için savaşırım, savaşırım. Bir lider olarak oyuncularıma da öyle yapmaları gerektiğini göstermek için her zaman sahada savaşırım. Bazen hakemler beni oyundan atıyor ama her şey planlandığı gibi yapılıyor. Oyuncuların onun kazanmak istediğini ve tutku yaydığını görmeleri gerekiyor. Bunu oyuncularıma aktarmayı seviyorum.”
Yumruklarını kaldırdığı kutlama için: “Aslında nasıl başladığını hatırlamıyorum, yavaş yavaş oldu. Sonra insanların bunu sevdiğini gördüm ve devam ettim. Bu bir duygu, taraftarlarla iletişim. Onlara tutkumu vermeyi seviyorum. Bu benim için özel bir şey. Barcelona’da mağlup olduğumuzda bile pes etmediğimi göstermek için tekrar yumruklarımı gösterdim. Ama finalde kazanacağız ve sonunda Efes’le şampiyonluğu kazandık.”
Bir şeyden pişman olursa: “Özel bir şey yok. Mutluyum. Belki Efes’le arka arkaya yaptığımız sezonlar, belki de koronavirus nedeniyle iptal edilen sezonlar, ki bu muhtemelen bizim en iyi sezonumuzdu. Herkes nasıl bir NBA takımı gibi oynadığımızı konuşuyordu. Sonrasında bana neden NBA’e gitmiyorsun diye sordular, ben buradayım. Eğer yabancı ve Amerikalı oyunculardan oluşan bir Avrupa takımının NBA takımı gibi oynamasını sağlayabiliyorsam, neden orada yapmayayım.
Orada da yapmaktan korkmak için mi? O sırada bir teklifin gelebileceğini düşünmüştüm ve bu benim için çok duygusal bir an oldu. Ama sonra farklı bir zihniyetin olduğunu gördüm. Bazı yöneticilerle konuştum, bana birkaç yıl asistan olarak oraya (ABD) gitmem gerektiğini söylediler. İki yıl üst üste Avrupa şampiyonuyum, bunu nasıl yapabilirim? Avrupa basketbolu farklı bir şey, NBA’in karışımı ve bunu çok seviyorum.”
Panathinaikos ile Euroleague’i kazanması ve onu takıma katılmaya ikna eden şey hakkında:“Başlangıçta bu teklifi aldığımda herkes bana bunun benim için iyi olmadığını söyledi. İki kez Avrupa şampiyonu oldun, bir sene başaramadın. 17. sıradan bir takımı almak ve bu hiç iyi olmadı.” 12 yıldır Final Four’dayım ve taraftarlar kulübe olan güvenlerini bir şekilde kaybetmişlerdi ancak Dimitris Giannakopoulos ile ilk görüşmemde çok farklı bir insan olduğunu ve bana saygı duyduğunu hissettim. pay.
Bana teklifte bulunduğunda hemen kabul ettim ve kendime meydan okumaya başladım. 17. olan takımla çalışmayacağımı söyledim ama her şeyi değiştirmek istiyorum. Bana 10-11 oyuncuyu nasıl değiştireceksin diyorlardı. Endişelenmemelerini söyledim çünkü 2018 yılında Efes’e gittiğimde de aynısını yapmıştım. Böylece kişilikleri ve karakterli oyuncuları olan çok iyi bir takım kurduk.
Herkes çok fazla bütçe harcadığımızı düşünüyordu. 1-2 tane daha pahalı oyuncumuz olabilir ama geri kalanı normal bütçede. Ancak 11 yeni oyuncu oldukları için çoğu kişi bunların Sluka’lar kadar maliyetli olduğuna inanıyor. Kostas ise farklı bir durumdu. EuroLeague’in yıldızlarından biriydi, rakibimiz Olympiakos’un kilit oyuncusuydu ve biz de takımımızı iyi karakterlerden kurduk. Sezona başladığımızda bir şeylerin eksik olduğunu fark ettik. Neydi; Kendrick Nunn.
Özgürdü ve hücumda bize çok şey verdi. Defansif olarak tüm kadro ve oyuncularla harika bir iş çıkardık. Ve yavaş yavaş güvenimizi oluşturduk. Deplasman galibiyetlerinde rekor kırdık ve bu bize play-off’lara giderken güven verdi. Kendimize daha çok inandık ve Real evinde alınan galibiyet çok önemliydi. Böylece Final Four’a ve finale kalmayı başardık. Şampiyon olup olmayacağımızı bilmiyordum ama benim için inanılmazdı. 17. sıradan finale yükselmek hepimiz için muhteşemdi.”
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde çok sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi Almanya ikinci parti pozisyonuna yükselirken ülkenin doğusundaki beş eyalette birinci parti oldu.
Bu sonuç iktidardaki Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’de (FDP) kaygıya yol açtı.
Çünkü Eylül ayında Almanya’nın doğusundaki üç eyalette eyalet parlamentosu seçimleri yapılacak. AfD o seçimlerde en güçlü parti haline gelirse, buralarda merkez partilerinin koalisyon kurması da çok güç olacak.
Bilhassa SPD ve Yeşiller’in oyları bu eyaletlerde o kadar düşük ki, Saksonya ve Thüringen parlamentolarına girmeleri bile tehlikeye düşebilir.
AfD ve yaklaşan eyalet seçimleri
Fakat bu durum yalnızca toplumsal demokratları değil ana muhalefetteki muhafazakar Hristiyan Demokratları (CDU) da endişelendiriyor. Çünkü CDU Avrupa Parlamentosu seçimlerinde açık ara en güçlü parti olmasına karşın, Almanya’nın doğusunda, yeniden açık ara farkla ikinci parti pozisyonuna düştü.
Aşağı Saksonya Eyalet Başkanı SPD’li Stephan Weil, 16 eyalet başbakanının Çarşamba günü Berlin’de Başbakan Olaf Scholz ile bir ortaya geldiği tepenin akabinde yaptığı açıklamada, “Sonuçların hepimizi derinden etkilediğini söylemek isterim” dedi. Toplumsal Demokrat siyasetçi, seçim sonuçlarında göç siyasetlerinin da tesirli olduğunu belirterek, “Göçün bu bağlamda bir rol oynadığını biliyoruz” tabirlerini kullandı.
Olaf ScholzFotoğraf: Markus Schreiber/AP Photo/picture alliance
Göçün siyasete tesiri
Almanya’ya sığınmacı göçünün çok sağı güçlendirdiğine vurgu yapan Saksonya-Anhalt Eyaletinin CDU’lu Başbakanı Reiner Haseloff da, “göç yasasının uygulanması, hudut dışı süreçleri ve güvenlik gereksiniminin karşılanması için hemen harekete geçilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Hessen Eyaleti Başbakanı CDU’lu Boris Rhein ise, “Vatandaşların bu kritik bahislerde gerekeni yapacağımıza dair açık bir beklentisi var ve bence seçim sonuçları harekete geçme baskısını bir defa daha çok net bir formda ortaya koydu” değerlendirmesi yaptı.
Almanya’ya 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 596 bin sığınmacı gelirken Ukrayna savaşından kaçan yaklaşık 1 milyon 100 bin kişi de iltica müracaatında bulundu. 2024 yılında ise 280 bin ile 300 bin ortasında sığınma başvurusu yapılması bekleniyor.
İltica prosedürleri ve CDU/CSU’nun durumu
Ana muhalefet pozisyonundaki CDU ve CSU, Almanya’ya sistemsiz göçü sonlandırmak için iltica prosedürlerinin mümkün olan en kısa müddette AB dışındaki üçüncü ülkelere aktarılmasında ısrar ediyor. Üçüncü ülkeler olarak mültecilerin Avrupa’ya gelirken geçtikleri transit ülkelerin yanı sıra bu sürece hiç dahil olmayan ülkelerin de kıymetlendirilmesi öngörülüyor.
Ancak SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser üçüncü ülke düzenlemesi konusuna temkinli yaklaşıyor. Kelam konusu prosedürün çok vakit alabileceğini tabir eden Faeser, Potsdam’da eyalet içişleri bakanlarıyla düzenlenen konferans çerçevesinde yaptığı açıklamada İngiltere’nin 18 aydır iltica prosedürlerini Ruanda’ya devretme konusunda müzakereler yürüttüğünü fakat şimdi uygulanabilir bir model geliştirmediğini söyledi.
Üçüncü ülke düzenlemesine reaksiyonlar
Almanya’da mültecilere yönelik yardım kuruluşu Pro Asyl üçüncü ülke düzenlemesine karşı çıkıyor. Kuruluşun hukuk siyaseti sözcüsü Wiebke Judith, tasarıyı “yanlış bir yol” olarak tanımlayarak, “İltica prosedürlerinin yurt dışında sürdürülmesi daha tehlikeli kaçış yollarına, mağdurlar ortasında çaresizliğe ve korunmaya muhtaç insanların önemli insan hakları ihlallerine maruz kalma riskine yol açar” dedi.
Nancy FaeserFotoğraf: ATTILA KISBENEDEK/AFP
Göç ve iltica siyasetinde saflar sıklaştırılıyor
Ancak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sağın yükselişi, eyalet başbakanlarını partilerinin göç siyasetlerini yine değerlendiremeye zorlarken başbakanları parti farklılıklarına karşın, ortak bir tavra yönlendiriyor.
Bu bağlamda eyalet başbakanları Başbakan Scholz ile üçüncü ülke düzenlemesini tekrar ele alma ve göçle ilgili uygulamaları gözden geçirme konusunda anlaştı.
Hessen Eyaletinin CDU’lu Başbakanı Boris Rhein, “Eyaletler, federal hükümetten üçüncü ve transit ülkelerde iltica prosedürlerinin uygulanmasına yönelik somut modeller geliştirmesini ve bunun önünde pürüz teşkil eden ulusal ve Avrupa kurallarının gözden geçirilerek değiştirilmesini açıkça beklemektedir” tabirlerini kullandı.
Scholz hudut dışı konusunda gevşek mi davranıyor?
Eyalet başbakanlarının Federal hükümetten talepleri ortasında iltica müracaatları reddedilen sığınmacıların süratli ve ağır olarak hudut dışı edilmesi de var.
CDU lideri Friedrich Merz bu mevzuda Başbakan Olaf Scholz’u yavaş hareket etmekle suçluyor. Merz, Funke Medya Grubu’na verdiği röportajda Scholz’un hudut dışı ile ilgili uzun bir müddettir harekete geçmediğini ve bu husustaki vaatlerini yerine getirmediğini söyledi.
Almanya’da 240 bin kişinin hudut dışı edilmesi gerekirken, bu yılın Ocak ayından Nisan ayına kadar yaklaşık 6 bin 300 kişi ülkelerine gönderildi. Haklarında hudut uygulanması gerekenlerin yüzde 80’inin ise kimlik dokümanlarının olmaması ya da Almanya’nın hudut dışı etmediği ülkelerden gelmeleri üzere çeşitli münasebetlerle Almanya’da kalmaya devam ettikleri belirtildi. Almanya Suriye ve Afganistan’a iade etmiyor. Fakat bu durum son günlerde bilhassa bu ülke vatandaşlarının Almanya’da cinayet, terör planlaması üzere kabahatlere karışmaları üzerine tartışma konusu haline geldi. Halkın can güvenliğinin mültecilerin korunmasından daha kıymetli olduğu ve bu şahısların de ülkelerine hudut dışı edilmeleri gerektiğine yönelik hükümet üzerindeki baskılar artıyor.
Almanya’nın başşehri Berlin, göçmen kökenli insanların ağır olarak yaşadığı kentlerden biriFotoğraf: Sean Gallup/Getty Images
Hakikaten Başbakan Scholz, Haziran ayı başında Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, “Burada müdafaa talep eden birinin en ağır hataları işlemesi beni öfkelendiriyor… Bu tıp hatalılar, Suriye ve Afganistan’dan gelmiş olsalar bile hudut dışı edilmelidir. Bu çeşit durumlarda Almanya’nın güvenlik çıkarı, hatalının korunma çıkarından daha ağır basmaktadır” sözlerini kullandı.
Başbakanlar Tepesinde ayrıyeten Çek Cumhuriyeti, Polonya ve İsviçre sonlarında uygulamaya konulan ek denetimler konusunda da mutabakata varıldı. Federal hükümet ile alınan ortak kararda, Federal Polisin halihazırda öteki bir AB üyesi ülkeden gelen mültecileri yasal imkanlar çerçevesinde geri çevirmek için başlattığı iç hudut denetimlerini sürdüreceği de kaydedildi.
Ayrıyeten sığınmacılara mahsus ödeme kartı uygulaması konusunda da büyük ölçüde mutabakat sağlandı. Ödeme kartı uygulaması birtakım eyaletlerde halihazırda işletiliyor. Yaz aylarından itibaren de ülke çapında uygulamaya konulması bekleniyor. Uygulama kapsamında sığınmacılar ayda yalnızca 50 euro nakit para harcaması yapabilecekler.
Yazın çalışmak için Taşoz’a giden 52 yaşındaki Stefanovikiolu kadının yatağında ölü bulunması üzüntüyü yaydı.
Onu geri getirme çabaları başarısızlıkla sonuçlandıve şimdi herkes bekliyor açıklığa kavuşturmak için adli tıp muayenesinin sonuçlanmasıölüm nedenleri.
Magnesianews.gr adlı internet sitesine göre, 52 yaşında iki çocuk annesiydive herhangi bir sağlık sorunu yaşamadığı görüldü.
Doktorların ölüm haberini aldığı polis ekipleri, cezai işlem olasılığını dışladılar.52 yaşındaki adamın son gecesinde neler olduğunu görmeye çalışıyorlar. uyumadan önce olanları ve eğlenmek için nereye gittiğini.
Survivor All Star bitmesine karşın Yunan Survivor hala sürüyor. Türk yarışmacılarla ortak oynanan müsabakalar ve ödüllerden birinin yayınlandığı dün akşamki kısımda Türk yarışmacıların dolu dizgin eğlenmesi dikkatlerden kaçmadı.
6 ay süren Survivor All Star macerası Ogeday’ın şampiyonluğuyla son bulmuştu.
Nefise ile ortalarında kıyasıya geçen uğraşın akabinde final oyununu kazanan Ogeday olmuştu.
Dönem uzunluğu sık sık Survivor Yunanistan yarışmacılarıyla birlikte yarışan Türk yarışmacılar, bu buluşmalarda efsane anlara imza atmışlardı.
Survivor Türkiye bitmesine karşın Yunan yarışının devam ettiğini öğrendiğimiz son günlerde, karşımıza bir de yarışmacılarımızın imajları çıktı!
Halbuki ekranlarda sık sık tartışmalarını izlediğimiz yarışmacılar aslında ziyadesiyle eğlenmişler!
Baksanıza şu hallerine ne kadar keyifli görünüyorlar.
Keşke biz de bu manzaraları izleyebilseydik… Siz bu hususta ne düşünüyorsunuz?
13:33
News
