34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3393032฿%-0.42829
23 Kasım 2024 Cumartesi
Yunanistan’daki bankacılık kaynakları olan Amerikan SVB’nin durumunu karakterize ediyor ve ülkemizde domino taşı yaratma olasılığı konusunda güvence veriyor. Bu görüş, Yunanistan Merkez Bankası Başkanı Giannis Stournaras tarafından vurgulanmakta ve “K”ya yaptığı açıklamada, SVB’yi Avrupa’da faaliyet modeli bulunmayan “özel bir durum” olarak nitelendirmektedir. Stournaras açıklamasında, “SVB’den Euro Bölgesi bankaları ve tabii ki Yunan bankaları üzerinde herhangi bir etki görmüyoruz.” diyerek, aynı zamanda ABD makamlarının tepkisinin “panik yaratma olasılığını ortadan kaldırmak için hızlı ve etkili” olduğunu belirtti.
Eurobank Group CEO’su Fokion Karavias, Avrupa’da benzer bir fenomenin meydana gelme ihtimalinin “son derece düşük” olduğuna dikkat çekiyor. Bu değerlendirme, belirttiği gibi, Avrupa ve elbette Yunan bankalarının faaliyet modelinin yapısal özellikler açısından tamamen farklı olması, denetim ve kurumsal çerçevedeki farklılıkların da önemli olmasıyla ilgili bir dizi nedene dayanmaktadır.
Birinci neden, SVB’nin risk sermayesi ile bağlantılı belirli bankacılık işlemlerine sahip uzmanlaşmış bir banka olması ve bu nedenle bilançosunda çok odaklanmış risklere sahip olması, Karavias’ın belirttiği gibi, “bireysel ve işletme kredisi gibi bankacılığın birçok sektöründe faaliyetlerini çeşitlendiren Yunan bankalarının aksine, küçük ve orta ölçekli veya küçük işletmeler’.
İkinci neden, Avrupa’daki ticari sistemik bankaların likidite ve mevduat çıkışları, faiz oranı riski ve düzenleyici sermaye açısından bilanço yapıları etrafında düzenli stres testlerinden geçerken çok özel kurallara uymak zorunda olmaları gerçeğiyle ilgilidir. Ayrıca önemli ölçüde farklı bir mevduat tabanına ve varlık kompozisyonuna sahiptirler.
Özellikle Yunan sistemik bankaları, mevduatların büyük çoğunluğu garanti limitleri dahilinde, mevduat sahibi başına ve hesap sayısına bakılmaksızın kredi kurumu başına 100.000 € olan güçlü bir çeşitlendirilmiş perakende mevduat tabanına sahiptir. Yunan bankalarının kredi-mevduat oranı nispeten düşüktür ve ECB verilerine göre% 61’e yakındır ve AB’deki en sağlıklı oranlardan biridir.
Aynı zamanda, Yunan bankalarının kredi portföyleri esas olarak dalgalı seyrederken, mevduatlar faiz oranları ECB’nin politikasına göre ayarlanan değişken faiz oranlarına tabidir. Bu şekilde, yapısal bilançoları, bir yandan değişken faizli mevduatları ve diğer yandan sabit varlıkları olan SVB’ninkinden çok daha dengelidir. Bu nedenle, aktif tarafında, SVB, mevduat sahiplerinin likidite ve faiz profiliyle uyuşmayan özelliklere sahip önemli miktarda yatırım gerçekleştirmiştir.
Üçüncü neden, bir Yunan bankasının mevduatlarına ilişkin tahvil yüzdesinin, SVB’nin karşılık gelen yüzdesi olan %80’e kıyasla %15 civarında olmasıyla ilgilidir. Yunan bankaları tarafından tutulan egemen menkul kıymetlere muhafazakar bir şekilde maruz kalmanın yanı sıra, bilançoları tahvil portföylerine uyguladıkları riskten korunma kuralları ile korunmaktadır. Bu, sistemik olmayan bankalarda vadeye kadar tutulan tahvil portföyüne riskten korunma kurallarının uygulanmasına izin vermeyen ABD muhasebe standartlarının (GAAP) aksine, Avrupa bankaları tarafından uygulanan Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) tarafından sağlanan bir olasılıktır. SVB’nin sistemik olmayan bir banka olarak likidite, faiz oranı riski ve sermaye ile ilgili bazı düzenleyici kısıtlamalardan muaf tutulduğu unutulmamalıdır.
Dördüncü ve eşit derecede önemli bir faktör, ECB’nin bankacılık sistemine likidite sağlamak için kurumları zaten denemiş ve test etmiş olmasıdır. Bu, Eurobank başkanının işaret ettiği gibi, “Yunan bankalarının kriz sırasında büyük miktarda mevduat göçüne rağmen likiditelerini korudukları” ELA (Acil Likidite Yardımı) mekanizmasıdır. Sonuç olarak, Avrupa bankacılık sistemi likidite senaryoları açısından stresli koşullarla bile karşı karşıya kalabilir.
Kaynak : moneyview.gr