Almanya’nın Irkçılık Sicili Kara

Devlet siyasetleri ve çarpık hukuk nizamı ve kasıtlı tedbirsizliklerle ırkçılığın başşehri haline gelen Almanya’da, 4 kişilik Türk ailenin vefatına neden olan Daniel Szalla çarşamba günü yakalandı. Almanya’nın almadığı tedbirler, kan donduran ırkçı katliama taban hazırladı. 25 Mart 2024 tarihinde Solingen kentinde Szalla’nın kundakladığı binada İsmail Zhilov (29), eşi Değer (28), kızları Gizem (3) ile şimdi 3 aylık olan çocukları Elis can verdi. Bir ailenin yok olduğu akın, akıllara daha evvel Almanya’da Türklerin maksat alındığı başka hücumları ve Berlin idaresinin bunlar karşısında kayıtsızlığını gündeme getirdi. Çok sağın temsilcisi AfD partisinin ülkede ikinci parti durumuna yükselmesinde, ırkçı faaliyetlerin önüne geçemeyen yöneticilerin büyük hisse sahibi olduğu düşünülüyor.

Wuppertal Savcılığı ve Wuppertal Emniyet Müdürlüğü Daniel Szalla’nın pazartesi günü 44 yaşındaki bir bireye palalı taarruz düzenleyerek ağır yaralaması nedeniyle tutuklandığını, lakin bu atağın 4 kişinin hayatını kaybettiği kundaklamayla ilgisinin tespit edildiği söz edildi. Savcılık mesken sahibinin tabiri üzerine kimliğin teşhis edildiğini ve Szalla’nın takibe alındığını açıkladı. Szalla, mesken sahibi evvelki sene meskenden kendisini kovduğu için 4 Türk’ün öldüğü katliamı gerçekleştirdiğini tez etmişti.

Szalla’nın takip altında olmasına karşın öbür bir hata daha işledi. Uyuşturucu ticareti uyuşmazlığı nedeniyle bir adamı pala ile yaralayan Szalla, hücum sonrası Nazi diktatörlüğü devrinde “Yaşasın Zafer” manasına gelen “Sieg Heil” sözleri ile bağırdı. Savcılığın arama kararına karşın, 15 gün boyunca hatalının meskeninin dahi aranmaması, Berlin idaresinin ırkçılığa karşı yaklaşımını bir kere daha gözler önüne serdi.

Almanya’nın tekrar Solingen kentinde, 31 yıl evvel birebir aileden 5 kişi kundaklanan binada yanarak can vermişti. Yangında konutta bulunan yaşları 5 ila 28 ortasında değişen Genç ailesinin 5 ferdi hayatını kaybetti. Olayın faili olarak ırkçı 4 Neonazi yakalandı.

2000 ila 2007 yılları ortasında birebir silahla sekizi Türk 10 insanı öldüren, üç bomba saldırısı gerçekleştirerek onlarca insanı yaralayan ve 15 banka soygunu yapan NSU Terör örgütünün varlığı lakin 2011 de tespit edilebildi. Mahkeme olayı 2’si intihar eden 3 sanık üzerine yıktı. Sanık olarak yargılanması gereken Neonaziler şahit olarak sorgulandı. Hayatta kalan Beate Zschäpe’ye, yargı mühletince harika haklar tanıyan mahkeme, katile 15 yıl mahkumiyet cezası vermekle yetindi.

2020 yılında ise Hessen Eyaleti’ne bağlı Hanau kasabasında iki farklı kafe, arabayla gelen bir küme tarafından silahlı hücum düzenlendi. Birinci saldırıyı Hanau merkezindeki kafeye gerçekleştiren saldırganlar akabinde, Kesselstadt semtinde diğer bir kafeyi taradı. Olayda 5’i Türk 9 kişi hayatını kaybetti, 5 kişi yaralandı. Toplumsal medyasında ırkçı paylaşımlarda bulunduğu açığa çıkan saldırganın, olay sonrası annesini öldürüp intihar ettiği açıklandı. Geçtiğimiz sene ise Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde, ırkçı bir Alman, Türk komşularına silahla ateş etti, konutlarını ateşe verdi. Yaralanan genç çift hastaneye kaldırıldı.

Nazi geçmişinin lekelerini taşıyan Almanya’da yıllar sonra çok sağın temsilcisi Almanya İçin Alternatif (AfD) Partisi, ülkede ikinci parti pozisyonunda. AfD’nin en büyük vaadi ise iktidara gelmesi halinde göçmenleri hudut dışı etmek. Ülkenin başka siyasi aktörlerini endişelendiren bu durumu, yıllardır ülkede yükselen ırkçı fikir yapısının önüne geçilmemesinin tetiklediği düşünülüyor.