35,0222$% 0.09
36,8307€% 0.32
44,4916£% 0.02
2.978,96%0,19
4.840,00%0,12
3646809฿%-2.65576
Çevre ve Enerji Bakanlığı’nın “Su Temini ve Kanalizasyon Hizmetlerinin Kurumsal Çerçevesinin Modernleştirilmesi” başlıklı yasa tasarısına dair yerel yönetim kuruluşları, tepkilerini sürdürmeye devam ediyor. Bu çerçevede, geçtiğimiz günlerde Larissa’da gerçekleştirilen Yunanistan Merkez Belediyeler Birliği (KEDE) Yönetim Kurulu toplantısında, Su ve Kanalizasyon İdarelerinin (DEYA) zorunlu olarak birleştirilmemesi gerektiği vurgulandı. Yerel yönetimin özerkliğine saygı gösterilmesi gerektiği ifade edildi.
Toplantıya, DM–T Eyaleti Belediyeler Birliği temsilcileri de katıldı ve yerel kuruluşların yeni yapılanmaya karşı olduğunu belirttiler. Yerel yetkililer, yeni yasanın engellenmesi için ellerindeki tüm yasal “silahları” kullanacaklarını belirterek, bu konuda kendi önerilerini sundular.
DM–T Eyaleti Belediyeler Birliği, suyun idaresi ve yönetiminin belediyelerin sorumluluğunda olduğunu vurguladı. DEYA ile belediye su temini ve kanalizasyon idarelerinin zorunlu olarak birleştirilmesinin, yerel yönetimi ve seçilmiş yetkilileri rencide ettiğini, ayrıca belediyelerin varlıklarını da elinden aldığını belirterek Anayasa’nın ihlal edildiğini savundu. Bu tür bir yaklaşımın sürdürülebilirliğin belgelenebilir olarak kanıtlanmasının da mümkün olmadığını ifade ettiler.
Birlik, Çevre ve Enerji Bakanlığı’nın konuya sadece muhasebeci bir bakış açısıyla yaklaştığını ve anlaşma yapacak DEYA’ların borçlarını karşılamak amacıyla Belediyelerden kredi talebinde bulunmasının kaygı verici olduğunu belirtti. İçme suyu satış fiyatının PAE tarafından belirlenmesinin ise suyun yaşam için en temel unsur olduğunun göz ardı edildiğini ortaya koydu. Siyasi yaklaşımların, muhasebe değil, sosyal kriterleri dikkate alması gerektiği vurgulandı.
Çevre ve Enerji Bakanlığı’na sunulan öneriler arasında, DEDDİE’nin enerji rezervinden her DEYA’da 3 ila 5 MW’lık Net metering oluşturulması yer aldı. Ayrıca, enerji parklarının öz kaynaklarıyla inşaatına ve ihalesine ivedilikle devam edilmesi gerektiği ifade edildi. Bu sayede ekonomik rezerv oluşturulacak ve tüketilen enerji dengelenecektir.
Kayıp veya borcun istikrarlı bir şekilde azaltılmasıyla pozitif bilançolar yaratması beklenen projelerin tamamlanması için 3 yıllık bir süre verilmesi gerektiği, ardından uygulanabilir hale gelemeyecek DEYA’lar için zorunlu birleştirme yerine konsolidasyon önlemleri sağlanması gerektiği belirtildi.
DEYA’ların sözde sanitasyon çabasının, doğal kaynakların yalnızca %10’unu oluşturan içme suyunun yönetimine akılcı bir yaklaşım getirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Geri kalan kısmın ise sulama suyunun yönetimi ve tasarruf yollarının araştırılması ile ilgili olduğu ifade edildi. Su yönetimi konusunda geleceğe yönelik acil çözümlerin olmaması kabul edilemez bir durum olarak değerlendirildi.
DM-T Eyaleti Belediyeler Birliği, hukukun anayasal ilkelerine dayalı olarak, Çevre ve Enerji Bakanlığı’nın bu benzeri görülmemiş saplantısına karşı kendisini savunmak adına tüm yasal “silahları” kullanmaya karar vermiştir. Bu süreçte, vatandaşlar bilgilendirilecek ve içme suyunu ticarileştirmeye yönelik kabul edilemez girişimlere dikkat çekilecektir.
Seçilmiş Belediye Meclis Üyeleri ve Belediye Başkanları, halkı zor durumda bırakacak politikaların uygulanmasına izin vermeyeceklerini belirtmişlerdir. İçme suyu, ticarileştirilecek bir meta değil, toplumsal bir nimettir. Çevre ve Enerji Bakanlığı’nın, herhangi bir zorunlu birleştirmenin mümkün olmadığını anlaması beklenmektedir.